Kışın sobanın başında ellerimizi ve ayaklarımızı ısıtırız. Sıra yatmaya geldiğinde ise içine kıvrıldığımız yataklar, adeta buzdolabı gibi oluverirler.
O ısıttığımız vücut, tekrar soğukla temas eder. Yine de o yatağa bir şekilde gireriz. Bu sefer ısınmayı değil, yorganın ısınmasını hedefleriz.
Hayatta çoğu şey de böyledir. Soğuk görmemiz gerekir ki ısınmanın rehavetine kapılabilelim.
Eğer ki, “Isınabilecek kadar şanslıysak.”
İnanç, imtihan, mücadele.
{ –Dünya,
Hasta karısına bakan bir dedenin; duasıyla…
Soğuk gecelerde başını sokacak bir çatı bulamayanların; sıcaklık ile imtihanıyla…
Döktüğü alın terine rağmen mahsulü kurumaya yüz tutmuş emekçinin; ellerini yukarıya kaldırmasıyla…
Ayşe’nin, üç kere girdiği üniversite sınavına dördüncü kez hazırlanma gayretiyle…
Sevdiği kızın peşinden kırk kere koşmuş, kırk kere reddedilmiş Ahmet’in; umuduyla…
-Dönüyor }
Henüz Isınmamış Yorgan Soğukluğu
Kimimize yaşam şartları soğuk gelir, kimimize sosyal ilişkilerimiz.
Peki nedir bu soğukluk?
Bu soğukluk:
Çocuklar bisiklet sürmeyi öğrenene kadardır…
Bu soğukluk:
Ahmet’in sevdiği dönene kadardır…
Bu soğukluk:
Ayşe, istediği üniversiteyi kazanana kadardır…
Belki de kimileri; sonsuza dek aradıkları huzurda ve mutlulukta kaybederler o sıcaklığı. Hiç bilmezler ki üşümenin ne demek olduğunu.
İnsanoğlu beklentiden ibarettir; yazları soğuğu, kışları ise sıcağı arar durur. Canı tezdir. Daima arsızdır. Hep fazlasını ister. Öyle mi öyle kabiliyetleri de vardır ki; Kocaman umutları olduğu halde ufacık şeylerden nem kapar. 🙂
Peki ya umut… Umut kimin ekmeğidir?
Nietzsche diyor ki: Umut kötülüklerin en kötüsüdür, çünkü işkenceyi uzatır. Ben de diyorum ki: hayat beklentiler bütünüdür.
Ama sıcak… ama soğuk…
Nokta atışları yapmışsın aynen devam 🙂 Bu arada senin içinde nasıl bir filozof yatıyor nazmi söylesene 😀
Teşekkürler. O kadar da değil 😀
Sıcacık olmuş yazdıklarınız…
Elinize sağlık
Teşekkürler 🙂
gülümsetti 🙂
emeğinize ve gönlünüze sağlık…
Teşekkürler.
Umutlar, hayaller insanın kendi yarattığı canavarlardır. Dünyaya fiziki olarak temas etmeyen bir tanrının onca şey içinden sana yardım etmesini beklemek nasıl bir egoyla karışık zavallıca bir umut parçasıdır? İnsan o parçayı bir kez yaratıp anbean büyüttükçe kendi düşmanını besliyor. Yani aslında koynunda yılan besleyen milyarlarca insan var, sadece hayal kurdukları veya çaresiz oldukları için. Dilek bir mücadele değil, sığınmadır bana kalırsa. Cümlelerin çok net ama güzel bir tartışma için oldukça açık 🙂 Kalemini sevdim, daha sık tartışmak isterim.
Yorumunuz için teşekkür ederim, her şeyi fiziki temasa bağlayamayız, örnek olarak; bir ahbabın, görmediğin bir kişiden bahsediyor ve sana yardım edebileceğini söylüyor, sen dinleyici olarak o kişinin varlığını kafanda tasvir ediyorsun. Ama seninle iletişim kurmadığı için o kişiyi yok mu sayıyorsun? Bu hikayeyi, dini bir kabul olarak düşünebiliriz. (İnanan insanlar için diyelim) 🙂 Felsefede dinin yeri doğmatik kabul edilir ancak ilahi bir inanca bağlı yaşayan insanlara zavallı demek hoşgörüsüzlüktür. Herkesin yarından ne beklediği, neyden beklediği farklıdır. Kimimiz dua eder yaratıcıya güvenir, kimisi şansına inanır ona güvenir. Farklı bir perspektiften konuyu ele aldığınız için ayrıca teşekkür ederim. Umut hakkında düşüncelerinize kısmen katılıyorum ancak biraz fazla karamsarsınız herhalde? 😀
Ben karamsarlık demezdim, sanırım benim bakış açımdan bunlar gerçekler 🙂 Yanlış anlaşıldığım kısmı da düzeltmek isterim ki insanlara zavallı demedim bu zavallıca bir umut parçasıdır diye düşünüyorum. Yani inanmaları zavallılık değil, kendileri öyle değil. “Beklenti” kısmı zavallıca. Umarım anlatabilmişimdir 🙂 Temasla ilgili söylediğiniz kısma hak veriyorum. Öyle bir inancım olmadığı için herhangi bir temas gerek fiziki gerek ilahi olsun benim için imkansız gözüküyor.
Ben farklı yorumlamışım o halde, düşüncenize saygı duyuyorum 🙂
kaleminize sağlık..
Teşekkürler.
içimizi ışıttı, teşekkürler.
Ben teşekkür ederim.
İnsana dair güzel bir yazı. Elinize sağlık.
Hoşgeldiniz, teşekkürler.
İnsanın ruhu da üşür değil mi? Değerlerimizi, umutlarımızı kaybetmememiz dileklerimle…
Emeklerinize sağlık.
Teşekkürler